Türkiye’nin yüreğini yakan kaza 25 Mart 2009’da yaşandı…
İçerisinde Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclisi Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneş ve Pilot Mustafa Kaya İstektepe’nin bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde düştü.
Feci kazadan kurtulan olmadı…
FETÖ müdahalesi
Helikopterin düşürüldüğü iddia edilince de başlatılan soruşturma derinleştirildi.
Buna bağlı olarak kazada FETÖ’nün parmağı olduğu belirtildi.
Helikoptere iddiaya göre FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin talimatları ile müdahale edildi.
19 sanıklı dava
Olaya karışanlar hakkında dava açılırken, 19 kişinin yargılandığı davanın 7’nci duruşması, 5 Ekim’de görüldü.
Duruşmada ilk olarak helikopterin kiralandığı Esas Havacılık’ın o dönem Genel Müdürü olan Mustafa Kemal Süler, tanık sıfatıyla dinlendi.
“Pilot, gayet deneyimliydi”
Helikopterin düştüğünü Trabzon’da öğrendiğini ve meteorolojik şartlar nedeniyle kazanın olduğunu ifade eden Süler, “Aynı zamanda helikopter pilotu olduğum için; o anki şartları ve çekilmiş görüntüleri incelediğimizde kazanın meteorolojik şartlardan olma olasılığının yüksek olduğunu gördüm. Pilot, gayet deneyimli bir pilottu. 9 bin saate yakın bir uçuşu olan, çok deneyimli bir pilottu.” dedi.
‘Neye göre, helikopterin düşmesini kaza olarak yorumluyorsunuz’
Avukat Kemal Yavuz’un ‘Neye göre, helikopterin düşmesini kaza olarak yorumluyorsunuz’ sorusu üzerine Süler, “Rahmetli kameramanın çekmiş olduğu görüntüleri ben de izledim. Kar yağışının başladığı, ilerisinin zaten karla kaplı olduğu, görüşün düştüğü belli oluyor. Daha sonrasında sanıyorum ki; şartlar daha da ağırlaştı. Helikopterin gördüğümüz kadarıyla tırmanışta olduğunu gösteriyor.” cevabını verdi.
‘Görüntüyü nasıl elde ettiniz?’
Avukat Mehmet Cemal Erkoç da soruşturmanın en başından beri gizli olduğunu ve dosyanın içerisinden kendilerinin de alamadıkları bilgiyi, tanığın elde ettiğini söyleyerek, görüntüyü nasıl elde ettiğini sordu.
Tanık Süler ise görüntünün kendisine nasıl geldiğini ve nerede izlediğini tam olarak hatırlamadığını belirterek, “Rahmetli kameramanın çekmiş olduğu görüntü. Helikopterin içinden. Rahmetli kameramanın çekmiş olduğu görüntüler olması lazım ya da helikopterlerin içinde olan birisinin telefonu ya da bir şeyinden. Görüntülerin sizde olmamasına ben de şaşırdım.” dedi.
‘Bilgi ve belgelerin imha edildi’
Duruşmada ayrıca Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun bazı belgelerin imha edildiğine dair yazısı gündeme geldi.
Yazıda, tanık Ahmet Ergeç’in cep telefonunun 3 aylık iletişim tespiti kararına istinaden elde edilen bilgi ve belgelerin imha edildiği belirtildi.
Yazıcıoğlu’nun avukatı şaştı, kaldı
Ertelenen duruşma hakkında konuşan Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun avukatı Veysel Aşkın, hem tanığın ifadesi hem de Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun gönderdiği yazının şaşkınlığı içinde olduklarını söyledi.
Helikopter düştükten sonra başlatılan soruşturmayı en başından beri takip edip, müdahil olmalarına rağmen helikopterin içinden çekilmiş bir görüntüyü ilk kez duyduklarını DHA’ya anlatan Aşkın, “Helikopter firmasının 2009’da genel müdürü olan Mustafa Kemal Süler isimli şahıs, helikopterin içinden çekilmiş bir videoyu izlediğini, hava şartlarını oradan gördüğünü söyledi. Oysa ne dosyada, ne bizde, ne savcılıkta, ne başka birinde böyle bir görüntü ve videoyu ne gördük, ne duyduk.
“İlk defa böyle bir görüntünün olduğuna dair bir beyan duyduk”
Böyle yeni, bizim bilmediğimiz ama başka birtakım şahısların, birtakım kurumların elinde olan, dosyada da bilinmeyen ve olmayan birtakım deliller olduğunu görüyoruz. Dosyadan ve soruşturmadan gizlendiğini görüyoruz. İnşallah bu görüntüler, bizim de elimize geçer veya savcılığa intikal ettirilir. 13,5 yıl sonra ilk defa böyle bir görüntünün olduğuna dair bir beyan duyduk. Bunu zaten kendisine de sorduk. Kendisi de bizim bunu bilmememize şaşırdı, bir de böyle bir garabet var. Helikopter firması yetkilisinin bildiği bir görüntülü kayıt var; o hem dosyada hem bizim bilgimizde yok.” dedi.
Kanunlara göre deliller 2 türlü imha ediliyor
Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun imha edildiğini belirttiği delilin hem devam eden dava hem de ana soruşturma dosyası için önemli olduğunu kaydeden Aşkın, “Halen derdest olan bir soruşturma içerisinde deliller olarak değerlendirilebilecek. Gerek soruşturma kapsamında, dava açılırsa kovuşturma kapsamında deliller olarak değerlendirilebilecek belge ve bilgiler var. Savcılıktan gelen cevabi yazıda ‘O görüşme tutanağını, hatta yazının bütününe bakıldığı zaman CD, fotoğraflar, görüntüler ve o telefon tape kayıtlarını imha ettik’ diye bir cevap var. Bu dosyanın bir delilini, dosya karara çıksa bile emanette saklanması gereken bir delilin imhası gibi bir şey ise ki; yazıdan anlaşılan o. Bu da ayrı bir vahamet.” diye konuştu.
Kanunlara göre bir delilin imha edilmesi için 2 durumun olduğunu belirten Aşkın, “Ya delilin dosya ile hiç alakası yoktur. Ya da dosya kesinleşir, kesinleştikten sonra emanette durur. Eğer dosya imha edilirse; ancak onun ile beraber imha edilir.” dedi.